Bir yağmurlu günde

Adam, kedinin içeri girmesine izin verirken, kendi geçmişinin izlerini de hatırladı. Yalnız geçen yıllarında, belki de en çok ihtiyaç duyduğu şeyin bir dostluk olduğunu anladı. Yağmurlu günler, hem zorlu hem de bir araya getirici olabiliyordu; o an, kedinin sadece bir hayvan değil, aynı zamanda kaybettiği şeylerin hatırlatıcısı olduğunu düşündü. İçeri giren kedi, adeta evin sıcaklığını yeniden canlandırmış, yaşlı adamın ruhunu ruhu gibi sarmalamıştı. Artık yalnız değildi; bu rastlantı, belki de hayatının en güzel tesadüfüydü. Onunla birlikte, kapının eşiğinde yeni bir dostluk doğuyordu. Bir yağmurlu gün, bir kedinin çaresizliği, yalnız kalmış bir kalbi yeniden sevgiyle doldurmak için yeterliydi; belki de hayatın bize sunduğu en beklenmedik hediyeler, en sıradan anlarda saklıyd ı..