Eski Kıyafetli Bir Kadın Şık Bir Restorana Girdi
Bir gün, şehrin en lüks restoranlarından birine, üstünde eski ve yıpranmış kıyafetler tespit edilen bir bayan girdi. Restoranın zarif atmosferi, kristal avizelerin altında şık giysileriyle oturan konuklarına parıltısıyla doluydu. Kadının kolay görünüşü, her bireyin ilgisini çekti ve bir anda kahkahalar yükselmeye başladı. Masalardaki insanlar, bu sıra dışı hali büyük bir eğlence kaynağı haluna getirmişti. Kadın, aldırış etmeden menüyü araştırdı ve en ucuz çorbayı sipariş etti. Siparişi verirken yüzünde bir gülümseme vardı; bu, garsonun ve konuklarına dalga geçmesine niçin olan bir hal yaratıyordu. Ancak kimse, bu bayanın burada ne gerçeklştirmeyi planladığını ya da onun gerçekten ne kadar kuvvetli bir öykü taşıdığını bilmiyordu.Çorbanın gelmesi ile birlikte, kahkahalar birdenbire dindi; bayanın gözleri parladı ve her lokmada sanki hayatın bütün zenginliklerini tadıyormuş gibi bir huzur yayıldı. Misafirler, bu anın ağırlığını hissetmeye başladı ve gülüşleri konumunu şaşkın bir sessizliğe bıraktı. Kadının kolay bir çorbayla bulduğu mutluluk, lüks içersinde kaybolmuş olan başkalarınin gözünde bir aynaya dönüşmüştü. Ne de olsa, gerçek zenginlik, dış görünüşle değil, içsel huzurla ölçülmeliydi. Restoranın muhteşem ortamında, bir bayanın kolay tercihi, bütün misafirlere hayatın gerçek manasını hatırlatıyordu. Onların gülüşleri, birdenbire bir utanca dönüşmüş, hepsi derin düşüncelere dalmıştı. Yaşamın karmaşası içersinde, bazı hallarda en sıradan şeylerin en büyük dersleri sunduğunu unuttukları gerçeğiyle yüzleşmişlerdi. O bayan, kolay bir çorba siparişiyle, lüksün ardındaki derin manası bir kez daha gözler önüne serdi.