Fahrettin Altun sessizliğini bozdu!

İBB soruşturmasında gizlik tanık ifadesi ile 'naylon fatura' kestiği iddia edilen Serdar Haydanlı, Türkiye'nin gündemine oturmuştu.. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Haydanlı'nın gözaltına alındığı gün Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın Koruma Müdürü Ali Erdoğan'ın aradığını söylemiş ve 'şubeden' serbest bırakıldığı iddia etmişti.Özel, kamuoyuna Haydanlı'nın serbest bırakıldığına dair belge de sunmuştu fakat resmi makamlar CHP liderinin iddiasının yalanlamıştı. İBB operasyonunda ve Saraçhane eylemlerini başlandığı dönemde ismi çokça geçen Haydanlı yine gündeme geldi fakat bu sefer görevden alınan Fahrettin Altun ile. Haydanlı'ya yönelik usulsüzlük iddialarına sıralanırken iktidar medyası devletten alınan dev ihalelere sessiz kalmıştı. Haydanlı'nın şirketi 4.5G Grup'un aldığı dev ihaleler tek tek sıralanmıştı.Dönemin İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un imzası ile kamuoyuna paylaşılan belge ne doğrulanmış ne yalanlanmıştı. Altun, sessizliğini avukatı Sezgin Tunç aracılığı ile bozdu. 10haber'den Ertuğrul Özkök, köşesinde Tunç'un ifadelerini şöyle aktardı:

 

“Evet o yazı yazıldı. Ama sanki sadece Serdar Haymanlı’ya böyle bir yazı yazılmış gibi bir izlenim yaratıldı. Sayın Başkan 100’ncü Yıl kutlamaları dolayısıyla çok sayıda şirket için aynı türde “Görevlendirme” yazısı yazdı. İsterseniz bu yazıların örneklerini size gönderebilirim. Yani o özel bir işbirliği için değil, Devlet kurumlarının 100’cü Yıl çalışmalarında kimlerle işbirliği yapılacağını gösteren genel bir yazıydı.”Özkök, "Niye bunu açıklamak için 125 gün beklediniz?" sorusuna Tunç'un şöyle yanıt verdiğini yazdı: “Yürümekte olan bir soruşturma söz konusuydu o nedenle bir açıklama yapmamayı uygun gördük.” Özkök, Altun'un avukatı aracılığı ile yaptığı bu açıklamayı 'resmi itiraf' olarak niteledi. Özkök, kendisine gönderilen belgelerdeki bazı isimlerinde kapatıldığına dikkat çekip şunları ifade etti:Bugüne kadar okuduklarımıza bakarsanız, haklarında “Gizli tanık” ve “İtirafçı” denilen kişilerin söyledikleri dışında ciddi bir delil yok.

 

Ancak Fahrettin Altun’un doğruladığı belge şunu ortaya koyuyor:

 

Devlet ilk defa İmamoğlu hakkında itirafçı olan iş insanlarının şirketlerine geçmişte bir çokresmi kurumun da çok sayıda ihale verdiği itiraf ediyor.

 

 

Altun’un gönderdiği yazılarda bu şirketlerin adlarının üzeri örtülmüş.

 

Bence onların da açıklanmasında yarar var. Belki aralarından başka bazıları da şu an “İtirafçıya” dönmüş durumdadır.

 

İmamoğlu’nun avukatları bu isimleri alabilir.

 

Bugün itirafçı olan bir iş insanının bugüne kadar devletten ve Belediyelerden 388 ihale aldığı, bunun 300’ünün AKP’li belediyelerce verildiği ortaya çıkarılmıştı.

 

Şimdi şu soruyu sormak normal hale gelmedi mi?

 

Bu insanlar 388 ihalenin 300’ünü AKP’lilerden almış

 

İktidar 23 yıldır AKP’de.

 

Devletin istihbaratı, Maliyesi, Polisi ellerinde.

 

Yani bu güya itirafçılar 23 yıldır bu ihaleleri nasıl almışlar?

 

Bu adamları 23 yıldan sonra bugün mü tanıyorlar?

 

Size inandırıcı geliyor mu?

 

Fahrettin Altun’un bana gönderdiği 12 yazının da üzerinde “Cumhurbaşkanlığı” ibaresi var.

 

Bence Fahrettin Altun’dan gelen bu açıklama, Devletin resmi belgesi oluyor.

Dolayısıyla bu belgeler, içerdeki bütün belediye başkanlarının en azından tutuksuz yargılanmaları için gerçek bir delil haline geliyor.

 

Devlet, bizzat Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı eliyle, “Bu adamlara biz de ihale verdik” diyerek, İmamoğlu ve tüm CHP’li belediye başkanları lehine belge sunuyor.

Hatta biraz ileri bir yorumla, Devlet bugün itibariyle, bu soruşturmalara, İmamoğlu ve arkadaşları lehine “Müdahil” oldu bile diyebiliriz."Özkök'ün yazısının ardından Altun'un avukatı Tunç, X hesabından eleştiri getirdi. Devletin itirafı yorumuna karşı çıkan Tunç şunları yazdı:

 

"Ertuğrul Özkök, yine bir manipülasyona imza atmışsınız. Bu, gazetecilik değildir.

 

Daha önce bir iddia ortaya attınız. Hiçbir teyit mekanizmasını işletmediniz. Kulaktan dolma söylentilerle müvekkilim Fahrettin Altun’u itham ettiniz.

 

İddia neydi? Cumhuriyetimizin 100. yıl kutlamaları dolayısıyla tek bir firmaya etkinliklerde izin ve kolaylık sağlanması için kamu kurumlarına yazı yazıldığı iddia edilmişti.

 

Oysa o dönemde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı 100. Yıl kutlamaları için proje üreten pek çok firma için kamu kurumlarına aynı içerik ve mahiyette yazılar yazmıştır.

 

Ertuğrul Bey, ben sizinle o belgeleri bu hakikati ortaya çıkarmak için paylaştım.

 

Siz ne yaptınız? Sözlerimi çarpıtıp konuyla hiç alakası olmayan bambaşka bir noktaya çektiniz.

 

O zaman bu iddianızı da yanıtlamak durumundayım.

 

Bahse konu hiçbir belge sureti halihazırda bağımsız Türk yargısı tarafından yürütülen hiçbir soruşturmaya referansta bulunmamakta, herhangi bir kanaat ortaya koymamaktadır.

Müvekkilim Sayın Fahrettin Altun’un bağımsız Türk yargısı eliyle yürütülen herhangi bir soruşturmaya müdahil olması asla ve kata söz konusu değildir. Hele ki devam eden bir yolsuzluk soruşturması bağlamında “devlet müdahil oldu” gibi bir iddiayı dile getirmek abesle iştigaldir.

Belli ki partizanlık gözünüzü kör etmiş!

Ertuğrul Özkök’ün akla ziyan açıklamaları dolayısıyla kamuoyunu bilgilendirmeyi görev addederim.

Saygılarımla."