Kadın Para Vermek Yerine Bakın Ne Yaptı
yankılandı. Yatırımcılar çekildi, ancak Sienna sözlerinin arkasında durdu. İlk kez fark edildiklerini hisseden insanlardan mektuplar yağdı.
Bir yıl sonra, Brooks ve Taylor Enstitüsü, Grand Junction’ın dışında kapılarını açtı. Sıfırdan inşa edilen atölye, her kesimden genç için bir sığınak, becerilerin ve saygınlığın yan yana harmanlandığı bir yer haline geldi. Bir zamanlar dünyadaki yerinden emin olmayan Jaylen, artık derslere liderlik ediyor, sabır ve özenle ders veriyordu. Sienna ise konukları kurumsal hayatında hiç görmediği sağlam bir özgüvenle karşılıyordu.
Açılış töreninde Jaylen kalabalığa şöyle seslendi: “Bazı insanların küçük kalmak için doğduğuna inanırdım. Sonra beni içeri davet etmeyen biriyle tanıştım; kapıdan kendisi çıktı, yanıma oturdu ve dinledi. Bana merdiven vermedi. Aletler verdi.” Alkışlar gürledi.
O gece, Sienna ve Jaylen atölyenin arka basamaklarında oturup dağların üzerinden batan güneşi izlediler. İnşa ettikleri şeyden bahsettiler; sadece bir bina değil, bir gelecek. “Hiç özlüyor musun?” diye sordu Jaylen, eski dünyasını kastederek. “Bir an bile özlemedim,” diye yanıtladı Sienna. “Elektriğimi kaybetmedim. Sadece kullanmanın daha iyi bir yolunu buldum.”
Onların aşk hikayesi, bir milyonerin bir çocuğu zorluktan kurtarması veya bir çocuğun bir kadını yalnızlıktan kurtarması değildi. Birbirlerine dürüstçe bakan, sıfırdan gerçek bir şey inşa eden ve dünyanın değerlerinin sınırlarını belirlemesine izin vermeyen iki kişiyle ilgiliydi.
Colorado’daki küçük bir kasabada patlak bir lastik, bir miras inşa etmenin ilk adımı oldu. Bu miras, servete veya ayrıcalığa değil, sevgiye, onura ve birbirimizi gerçekte olduğumuz gibi görme cesaretine dayanıyordu.