Kapıyı açmak başta garip bir nefes gibiydi—her şey aynıdır, her şey değişmiştir. Hâlâ odaya onun minik parfüm kokusu sinmişti. Masanın üzerinde açık duran bir defter gördüm; kalbim tuhaf sesler çıkarır gibiydi. İçimdeki gürültüyle, o eşyaları tek tek tutup sarıldım — elbisesi, tokası, gözyaşlarım arasında ona ulaşma umudu.

Bir ders kitabından minik, katlanmış bir kâğıt düştü. Tanıdık piparişli eğik el yazısıyla yazılmıştı:

“Anne, eğer bunu okuyorsan, hemen yatağın altına bak. Her şeyi anlayacaksın…”

Leave comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *.