Oğlu, işini kaybettiğini öğrendiğinde onu tekmeledi

fısıldadı Derek, gözlerinde yaşlarla.

 

Küçük bir masada birlikte oturdular. “Evi kaybettim. Tanya gitti. Hiçbir şeyim yok,” diye itiraf etti Derek. Martha sessizce dinledi, sonra masanın üzerinden uzanıp elini tuttu. “Kendini unuttun,” dedi yumuşak bir sesle. “Bu, geri dönüş yolunu bulamayacağın anlamına gelmiyor.”

 

Derek, Martha’s Table’da gönüllü olarak çalışmaya başladı, mobilya tamiri ve yemek hazırlamaya yardım etti. Zamanla annesiyle güvenini yeniden kazandı ve yeni bir amaç duygusu edindi. Her cuma gün batımında, verandanın çatısı altında oturup bahçede oynayan çocukları izliyorlardı.

 

Bir akşam Martha, Derek’e yıpranmış bir zarf uzattı. İçinde, bir zamanlar ona verdiği evin tapusu ve arazinin satışından kalma iptal edilmiş bir çek vardı. “Bana hiçbir borcun yok,” dedi. “Ama artık aşk gururun önüne geçtiğinde neler olacağını biliyorsun.”