Kendi Çocuklarım Evimi Gözlerimin Önünde Mahvetti
Yıkılan evin duvarları, içimdeki derin yaraları hatırlatırken, yeniden doğacak olan benliğimi de alevlendiriyordu. Her parçalanan eşya, aslında içimde gizli kalmış bir potansiyeli serbest bırakıyordu. Çocuklarımın huzursuzluğu, yeni bir anlayışın, yeni bir bağın habercisi haline gelmişti. Belki de kaybetmek, yeniden kazanmanın ilk adımıydı; bu durum, hayatın döngüsünü anlamamı sağladı. Bu yıkımın ardından inşa edeceğim yeni bir dünya, sadece bir ev değil, aynı zamanda bir aile ideali olacaktı. Gözyaşlarım, hüzün değil, umudun bir tezahürüydü artık. Gözlerim yaşlı, ama kalbim yenilenmiş bir şekilde parlıyordu. Yaşadıklarım bana hatırlattı ki, en karanlık anlarımızda bile, içimizdeki ışığı bulmak mümkündür.